Dudak-Damak Yarıklığı nedir ve ne sıklıkla görülür?
Bebeğin anne karnında yüzü oluşurken burun tabanında üst dudakların birleşememesinden dudak yarığı oluşur. Bu anormallik arkada, ağız içinde devam ederse damakta da yarık meydana gelir. Tıp dilinde buna kleft denir. Ortalama olarak her 100 bebekten birinde görülen bir doğumsal anomalidir. Dudak yarığı tek ya da iki taraflı olabildiği gibi damak yarığı ile de beraber olabilir. Bazen de dudak yarığı olmaksızın sadece damak yarığı oluşabilir.
Dudak- damak yarıklarının sebebleri nelerdir?
Bu doğumsal anomalinin tek bir sebebi yoktur; genetik faktörler rol alabildiği gibi, akraba evliliği, gebelikte geçirilen viral enfeksiyonlar, bazı vitamin eksiklikleri, gebelikte annenin sigara veya alkol kullanımı gibi pek çok nedenden ötürü de bu anormallik oluşabilir.
Dudak-Damak yarıklığı konuşma bozukluğuna yol açar mı?
Damak yarıklığı; dudak, sert damak, yumuşak damak, diş, burun gibi yapıların birinin ya da birden fazlasının yapısal olarak bozuk olmasına ve bu organların artikülasyon için gerekli olan hareketleri uygun bir biçimde yapamamasına neden olmaktadır. Konuşma kaslarının ve dişlerinin bozukluğu nedeniyle çocuğun artikülasyonu düzgün ve anlaşılır olmaz.
Dudak-damak yarıklığı olan bebeklerde dil ve konuşma terapistinin rolü nedir?
İzole dudak yarığı olan bebeklerin genellikle beslenme veya konuşmaya ilişkin çok fazla sıkıntısı olmamaktadır. Bu nedenle aşağıda anlatılan bilgiler genel olarak dudakla birlikte veya sadece damağı içine alan yarıklarda, dil ve konuşma terapistinin rolünü belirtmek amacıyla hazırlanmıştır.
Doğumdan 12 Aylığa Kadar Beslenme Nasıldır?
Dudak damak yarıklı bebekler normal bebekler kadar rahat beslenemezler. Damak yarıklı bebeklerde damak yarığını kapatarak bebeğin beslenmesini kolaylaştırmak amacıyla doğumdan sonraki ilk günlerde diş hekimleri tarafından beslenme plağı yapılmaktadır. Bebekler 45-60 derecelik açıyla başı yukarıda olacak şekilde beslenmelidir ve biberonlarının ucundaki delik büyütülmelidir. Diğer bebeklere göre daha fazla hava yuttuklarından daha sık gazı çıkartılmalıdır.
Damağın açık olması, bu duruma özel bir takım biberonların geliştirilmesine neden olmuştur (Mead Johnson ve Haberman gibi). Negatif basınç oluşturamamaktan kaynaklı olarak bebeği beslemekte zorlanan ebeveynler hangi biberon daha kullanışlı gelirse onu kullanmaktadır. Anneler, yumuşak materyalden yapılmış olan biberonu ağzına sıkarak, emme işlemini gerçekleştiremeyen bebeğin beslenmesine yardımcı olurlar. Türkiye’de bu biberonları bulmakta zorlanan aileler kaşıkla besleme gibi yöntemleri seçebilmektedirler.
Besleme sırasında dikkat edilmesi gereken diğer durumlar şöyledir;
• Ortalama her 8 dakikada bir mola vererek çocuğun gazının çıkartılması,
• Yarım saatten fazla beslenmemesi,
• Sık aralıklarla beslenmesi,
• Sorun yaşanması halinde konuşma terapistinden yardım istenmesi,
• Çocukta kilo kaybı olması durumunda, doktor kontrolünün yapılması
İletişim Değerlendirme ve Yönlendirme
Kimi kliniklerde daha hamilelik sürecinde, uzmanlarla iletişime geçilmekte ve uzmanlar ebeveynleri nelerin beklediği ile ilgili olarak bilgilendirme yapmaktadır. Konuşma terapisti de bu uzmanlardan biridir. Bu genel bilgilendirme dışında konuşma terapisti 6-12 aylık bebeği iletişim becerileri açısından değerlendirmelidir. Konuşmayı anlama ve ifade etmeyle ilgili dil becerilerinin nasıl geliştirebileceği, belli konuşma seslerinin üretiminin nasıl pekiştirileceği gibi aileyi yönlendirici bilgiler vermelidir.
12 Ay Ve 3 Yaş Arası Konuşma
Bu süreçte de konuşma terapisti, çocukla birebir çalışma yapma yerine hala ailelerle çalışmalı, gerekli yönlendirmeleri yapmalıdır.
Dudak ve/veya damak yarığı olan çocukların % 50-60’ı konuşma problemi yaşamamaktadır. Bu nedenle aileye çocuklarına normal gelişimi olan çocuklardan farklı olarak davranmamaları gerektiği özellikle anlatılmalıdır. Aynı zamanda, aile ortaya çıkabilecek konuşma problemlerine yönelik bilgilendirilmelidir. Dil ve konuşma kavramlarının farkları anlatılmalı, çocuğun kaç kelimelik cümleler kurduğu takip edilmeli, 2-3 yönergeli cümleleri anlayıp anlamadığına bakılmalıdır. Ayrıca sözcükleri söylerken kullandıkları seslerde hatalar olup olmadığına ailelerin daha fazla dikkat etmeleri sağlanmalıdır.
Dil ve konuşmayı etkileyen önemli parametrelerden biri işitmedir. Çocuğun işitmesinin sürekli olarak KBB doktoru ve odyolog tarafından kontrol edildiğinden emin olunmalıdır. Aile sürekli tekrarlayan orta kulak iltihaplarının kalıcı işitme problemlerine yol açabileceği konusunda uyarılmalıdır.
3 Yaş Sonrası Konuşma
Damak yarıklı çocuklarla dil ve konuşma terapisi aktif olarak üç yaşından sonra başlamaktadır. Çocuğun masa başı etkinliklerine katılması, verilen yönergelere uygun hareket etmesi için bu süre gereklidir.
Dudak-damak yarıklığı olan çocuklarda dil ve konuşma problemleri
Terapilerde çocuğun konuşmasından önce dil gelişimi değerlendirilir. Kuehn ve Henne (2003), damak yarıklığının, çocuğun konuşma gelişimini olumsuz yönde etkilese bile, ek birtakım bozuklukların eşlik ettiği durumlar dışında, dil gelişimini pek fazla etkilemeyeceğini ifade etmişlerdir. Dil gelişim geriliği olan çocukların çocuk nörolojisi ve genetik uzmanları tarafından özellikle bilişsel beceriler ve sendromlar açısından değerlendirilmesi şarttır.
Yaşına uygun dil gelişimi olmayan çocuklar, artikülasyon terapisine alınmazlar. Öncelikle dil geriliği olan çocuğun uygun sayıda sözcük kullanarak cümleler kurması, cümle içindeki ekleri uygun ve yerinde olarak kullanması, kısacası düşüncelerini rahatça ifade etmesi için gerekli olan dil becerilerine sahip olması gerekmektedir.Özgün dil bozukluğu olan çocuklar dil terapisi alırken, buna ilişkin sorun yaşamayan çocuklar artikülasyon terapisine başlatılabilir.
Hipernazalite nedir?
Yarık damağın arka bölgesindeki yumuşak doku onarımında özellikle kasların iyi onarılması gereklidir. Bu kaslarda yetersiz onarım olması veya yeterli onarım olsa bile doğumsal gelişim yetersizliği daha sonraki dönemde görülen konuşma bozukluğunun temelini oluşturmaktadır. Bu kasların iyi çalışması buruna hava kaçışını engeller veya düzenler. Buruna hava kaçışı fazla olursa (hipernazalite) burundan konuşma olur. Hipernazalite, damak yarığına sıklıkla eşlik ettiği için bir takım artikülasyon problemlerine neden olabilmektedir. Bu problemlerin bazıları konuşma terapisi ile düzelebilecek, çocuğun damak deformitesini telafi etmek üzere geliştirdiği süreçlerken, bazıları yapısal sorunlara (hipernazalite ya da diş/çene anomalileri gibi) dayalı zorunlu olarak ortaya çıkan bozukluklardır. Konuşma terapisti değerlendirmesi sırasında bu bozuklukların hangilerinin zorunlu, hangilerinin telafi edici süreçler olduğunu belirleyip, yapısal bozukluklar için doktorlara ya da ortodontiste yönlendirirken, telafi edici süreçler için konuşma terapisine başlatmalıdır.
Telafi edici konuşma süreçleri nedir?
Damak yarığına özgü telafi edici konuşma süreçleri genelde ağzın ön tarafından çıkması beklenen, örneğin /t/, /d/ gibi seslerin, /k/, /g/ gibi art ünsüzlere dönüştüğü artlaştırma sürecidir.
Dudak damak yarığında konuşma terapisi
Konuşma terapisinin başarısı ekip çalışmasıyla varılan başarıya bağlıdır. Plastik cerrah, kulak burun boğaz uzmanı, genetik, çocuk nörolojisi, konuşma terapisti, ortodontist, odyolog, psikolog, sosyal hizmet uzmanı bu ekibin parçalarındandır. Damak yarığı olan çocuğun kendisiyle ilgili olumlu bir bakış açısı oluşturabilmesi için bu ekip çalışması çok önemlidir.